Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Idioms | ||||
Idioms | eli kolu bağlı | (one's) hands are tied expr. | ||
The people must never be in a position where their hands are tied. İnsanlar asla ellerinin kollarının bağlı olduğu bir konumda olmamalıdır. More Sentences |
||||
Idioms | eli kolu bağlı | tied hand and foot expr. | ||
Idioms | eli kolu bağlı | bound hand and foot expr. | ||
Idioms | eli kolu bağlı | your hands are tied expr. | ||
Speaking | ||||
Speaking | eli kolu bağlı | his hands are tied expr. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | eli kolu bağlı oturmak | stand idle by v. |
General | eli kolu bağlı oturmak | stand idle with hands tied v. |
General | (eli kolu bağlı kimseyi) çözmek | unshackle v. |
Colloquial | ||
Colloquial | tutsak olmamasına rağmen içinde bulunduğu durumdan dolayı eli kolu bağlı kimse | hog on ice n. |
Colloquial | (mecaz) eli kolu bağlı olmak | hamstrung v. |
Idioms | ||
Idioms | eli kolu bağlı olmak | be tied hand and foot v. |
Idioms | eli kolu bağlı olmak | have one's hands tied v. |
Idioms | eli kolu bağlı olmak | be bound hand and foot v. |
Idioms | eli kolu bağlı kalmak | stand by with folded arms v. |
Idioms | (bir şeyi) eli kolu bağlı seyretmemek | not take (something) sitting down v. |
Idioms | (birini/kendini) eli kolu bağlı bırakmak | tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. |
Idioms | eli kolu bağlı olmak | have hands tied v. |
Idioms | (bir şeyi) eli kolu bağlı seyretmemek | not take (something) lying down v. |
Idioms | birinin eli kolu bağlı | someone's hands are tied expr. |